25 Haziran 2012 Pazartesi

4.Bölüm: Dev Ordu

Ak ejderha, sırtında Eremus ve Charion ile beraber Kızgın Çöl'de ilerliyordu. Hava, bir çölden bekeneceği üzere, çok ama çok sıcaktı. Ve bu yüzden ejder ve iki binicisi zor anlar yaşıyordu.
-Hava neden bu kadar sıcak olmak zorunda ki?
-Çünkü burası bir çöl Charion.
-Hadi ya! Hiç fark etmemiştim doğrusu.
-Çok komiksin.
-Biliyorum.
-Sanırım bir mola vermemiz gerekecek.
-İşte bu iyi bir haber.
-Bence de.
Eremus ejdere komut verdi ve ejder yoldan 1-2 kilometre sağa kayıp alçalmaya başladı.
-Neden sağa kaydık? Hemen insek olmaz mı?
-Çünkü Charion, sırf sen rahatsızsın diye kendimizi tehlikeye atamayız.
-Ne tehlikesi?
-Ordu! Hatırlarsan büyük bir ordu buraya geliyor ve biz yollarının ortasında durursak...
-Tamam, tamam anladım.
-İyi, yanında ne kadar yiyecek var?
-Çok.
-Güzel, bende de çok var.
Yere inince iki arkadaş hemen çantalarına atladılar. Yemeklerini birleştirdiler ve ortaya bir ziyafet çıktı. Ama bunun sadece birazını yadiler.
-Onu yeme!
Eremus Charion'un el attığı eti korumaya aldı.
-Neden ki?
-Çünkü o ak ejderhanın. Biliyorsun o da bir canlı.
Charion sadece homurdanmakla yetindi. Yemeklerini yedikten sonra Eremus çantasından çolle aynı renkte büyük bir pelerin çıkardı. Ejderhaya kıvrılmasını söyledi ve pelerini üstüne örttü. Sonra da üstüne biraz kum serpti. Böylece kendilerine bir ejderha-çadır yaptılar.
-Bir ejderhan varken kimin direğe ihtiyacı var.
Sırıtarak Charion'a döndü ama Charion uzaklara bakıyordu. Birden ejderha-çadıra doğru koşmaya başladı.
-Charion ne olu..
-Konuşacak vakit yok, hemen buraya gel!
Eremus hemen hareketlendi ve Charion'un ardından çadıra daldı.
-Ne oluyor!
Diye tamamladı cümlesini.
-İşte bu!
Birden kuvvetli bir gürültü işittiler ve ejderha-çadır şiddetli bir biçimde sallanmaya başladı. "İyi ki çadırı sağlam kurmuşum." diye düşündü Eremus. İnsana uzun gelen bir sürenin ardından sarsıntı dindi.
-Charion, o da neydi?
-Kum fırtınası.
-Peki nasıl fark ettin?
-Buralara daha önce de gelmiştim.
-Senin hakkında bilmediğim daha kaç sey var?
-Çok şey. Ve bir soru daha istemiyorum!
Charion'un bu ani tepkisi Eremus'u şaşırttı.
-Peki, sen nasıl istersen.
Eremus dışarıyı incelemek için çadırı aralayınca biriken kumlar giysilerinin içine doluştu.
-Hay aksi! Her yanım kum oldu.
Charion gülmeye başladı. Eremus da olayın komik yanını gördü ve kızgınlığından sıyrılıp gülerek arkadaşına katıldı. Seslerin nedenini merak eden ejderha "ne yapıyorsunuz, komik olan ne?" dercesine onlara baktı. O ana kadar ejderhayı unutan iki arkadaş irkildiler. Sonra birbirlerine bakıp tekrar gülmeye başladılar. Ejderha umursamaz bir tavırla başını tekrar yuvasına soktu. Sonunda gülmeyi kesen Eremus tekrar -ve bu sefer daha dikkatli olarak- ejdarha-çadırdan dışarı çıktı. Hava kararıyordu. Bunun üzerine tekrar içeri girdi.
-Yatma zamanı.
-Neden?
-Çünkü hava kararıyor.
-Bence bu bizim için iyi.
-Olabilir ama ben yorgunum.
-Ben değilim.
-Öyleyse nöbet tut.
Charion cevap vermedi ve uslu uslu dışarı çıkıp kendine bir nöbet yeri buldu. Çöl inanılmazdı, gündüzleri kavurucu sıcak, geceleri ise aksine acayip soğuktu. İnsan bu ısı farkına şaşmadan edemiyordu. İşte Charion da bu sırada tam da bunu düşünüyor ve yanına yünlü birşey almadığı işin kendine kızıyordu. En sonunda vücudunun yarısını ejderha-çadıra soktu ve gözetlemeye başladı. Aslında görülecek pek birşey yoktu. Kum, kum ve kum. Arada bir birkaç kuş sesi duyuluyor ve ya bir iki tane böcek görülüyordu. Bunlarla ve nöbet değişimleriyle geçen uzun bir gecenin ardından üçlü yeniden havalandı. Çok gitmemişlerdi ki ufukta bir karartı gördüler.
-Charion bak!
-Gördüm.
-Sanırım orduyu bulduk.
-Bence de.
Eremus ejderhaya yavaş ve sesiz uçmasını söyledi ve gizlice orduya yaklaşmaya başladılar. Ak ejderhalar gündüzleri gökyüzünde çok güzel kamufle oluyordu ve Eremus bunu kullanmak niyetindeydi. Orduya yaklaştıkça korkuları artıyordu. Çünkü ordu kocamandı. Birçok hydra, wyvern ve tabiki virjin bir yerde toplanmıştı. O kadar yüksekte olmalarına rağmen Eremus bütün orduyu görmekte zorluk yaşıyordu. Ordu daha hazırlanmamıştı. Eremus böyle bir ordunun en az 3-4 saatte hazırlanabileceğini düşünüyordu. Yeterince bilgi topladıklarına karar verince ejderhaya geri dön emri verdiler. Ama tam o sırada bir virjin (muhtamalen bir gözcü) onları gördü ve alarm verdi. Eremus ve Charion daha olanları anlamadan birçok virjin toplanmış ve onlara ok atıyorlardı. Aşağıdan birçok bağırış ve emir geliyordu ama anlamak çok zordu. Eremus bunların hepsinin onlar ile ilgili olduğunu anlamıştı. Ejderhaları okları savuşturmak için birçok farklı hareket yapıyor ve okçuların işini çok zorlaştırıyordu. Eremus bu yaratığın birçok hamle bilmesine hem şaşırmış hem de minnettar olmuştu. Birçok ok ve atlatma manevrasından sonra üçlü güvenli bir mesafeye girmişti ama Eremus omuzundan yaralanmıştı. Belli ki aldığı yara onu çok sarsmıştı çünkü Eremus bayılmıştı. Charion pelerininden bir parça kopartarak Eremus'un omuzuna sardı ve ak ejderhaya hızlanmasını söyledi. Ejderha Eremus'a bir bakış atıp hızını arttırdı. Akşama doğru köye vardılar. Orada onları birçok asker sevinç ile karşıladı. Ejderha yere inince Köyün şifacıları hemen Eremus'u alıp çadırlarına götürdüler. Dantaros'un sorularına karşı Charion rapor için Eremus'u bekleyeceğini söyleyip şifacıların çadırana gitti.

3 yorum:

  1. Umarım 5. bölüm için de aylarca beklemek zorunda kalmayız, neler olacağını çok merak ettim.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim Ayşe teyze:).

    Not: Beklemen gerekmeyecek anne:).

    YanıtlaSil