18 Kasım 2011 Cuma

TÜYAP 2

Dün TÜYAP'a gittik. oradan birçok kitap aldık. Şoyle bir baktım geçen seneye bir de ne göreyim? Belki okumuşsunuzdur ama ben yine de tekrar edeyim. Geçen sene toplam 30 kitap almışız, ben 7 kitap almışım. Bu sene ise (benim 19, annemin 18 ve Bilgiç'in 20 olamk üzere) tam 57 kitap almışız!. İşte aldığım kitaplar:
1. Gölgelerin Efendisi-Fidye
2. Afacan 5'ler-Yine Adada
3. Ejder Gözü-Ateş Fırtınası
4. Majestelerinin Ejderhası
5. Dedektif Kurukafa
6. Yılan Kale
7. Uğursuz Yıldız
8. Yürüyen Şato
9. Öldürücü Matematik
10. Derin Okyanuslar
11. Nil Hanım'ın Mumya Dersleri
12. Kanka Bey'in İnsan Vicudu Dersleri
13. Kara Şovalye'nin Büyüsü
14. Sizinkiler-Kayıp Kıta
15. Billlur Köşk Masalları
16. Nasrettin Hoca Hikayeleri
17. Meşhur Olan Fakir Çocuklar
18. TDK Türkçe Sözlük
19. TDK Yazım Kılavuzu
İşte böyle. Bu sayede birçok kitap aldım(son beşini öğretmen istedi).

14 Kasım 2011 Pazartesi

11.Bölüm: Ferno

Savaş bir saat sürdü. Sonunda altın ejderi yendiler. Kristalin yanına gittiler. Eremus kristale baktı. Çok güzel bir kristaldi. İçinde bütün ejderhaların renkleri vardı. Eremus tam kristale uzanmıştı ki bir bıçak tıslayarak geldi ve başını sıyırıp kristalin durduğu taşa saplandı. Eremus hemen arkasını döndü. Birden mağaranın girişinde Hydragon ve Kandor olduğunu gördü. Kandor ejderhasından atladı.
-Çek ellerini kristalden ufaklık!
Bu sırada yeşil bir ejderha Hydragon'a saldırdı. Kandor ise  çift kılıçlarını çekmiş, savaşa hazır bekliyordu. Kılıçları çok ilginçti. Kılıçların kabzası siyah bir ejderha şeklindeydi. Kılıç ta kabzası gibi siyahtı. Mağranın girişinden gelen ışıkla pırıl pırıl parlıyordu. Aniden Kandor saldırıya geçti. Eremus tam karşı saldırıya geçecekti ki Charion onun önüne geçti.
-Sen kristali al.
Dedi ve hızla saldırıya geçti. Eremus'un kristale gittiğini gören Kandor oraya doğru gitmeye çalıştı. Ama Charion'u bir türlü geçemedi. Charion ise dayanmaya çalışıyordu ama Altın Ejderha onu çok yormuştu. Biraz sonra Charion tükendi ve Kandor onu kenara fırlattı. Ama geç kalmıştı. Tam Eremus'a doğru gidecekken Eremus kristali aldı. Birdenbire bütün ejderhalar havada bir çember yapmaya başladı. Bundan korkan ordu hemen kaçmaya başladı. Ordusunun kaçtığını gören Kandor hemen Hydragon'a binip ordunun peşnden gitti. Sonra Ejder Çemberi'nin içinden kıırmızı renkte dev gibi bir ejderha çıktı. Bu ejderhaların tanrısı Ferno'ydu.
-BENİ KİM ÇAĞIRDI?
-Ben çağırdım.
-SEN DE KİMSİN?
-Ben Eremus'um.
-PEKİ BENDEN NE İSTİYORSUN?
-Aslında orduyu kaçırmanı isteyecektim ama o iş halloldu. Şimdi tek istediğim dostumun iyileşmesi.
Sonra Charion'u gösterdi.
-PEKİ.
Ferno Charion'a yeşil bir ateş üfledi. Biraz sonra Charion iyileşti.
-İyi misin?
-Başım ağrıyor.
-Yani iyisin. Çok teşekkür ederim Ferno.
-ÖNEMLİ DEĞİL. ASIL BEN SANA TEŞEKKÜR EDERİM. EĞER KRİSTALİ KORUMASAYDIN ÇOK KÖTÜ ŞEYLER OLURDU. AMA BİRDAHAKİ SEFERE GARDİYANIMI ÖLDÜRME.
-Özür dilerim.
-NEYSE BENİM ÇOK İŞİM VAR. AMA AK EJDERLERİM SİZİ GÖTÜRÜR. AYRICA EREMUS BU SENİN.
Sonra Eremus'a bir borazan verdi. Sıradan bir borazana benziyordu. Tek fark üzerinde ejdera oymaları vardı.
-BU AK EJDERHA BORAZANIDIR. ÜFLADİĞİNDE BİR AK EJDER ÇAĞIRMANI SAĞLAR. AMA DİKKAT ET BAŞKALARININ ELİNE GEÇMESİN.
Sonra Ferno gitti. Onun yerine iki tane ak ejder geldi. Bu sayede ikili Vadi Köy'ün yolunu tuttu. Bu sırada Kandor çok sinirliydi.
-Bu yanınıza kar kalmayacak! Geri döneceğim ve döndüğümde intikamım acı olacak!

10 Kasım 2011 Perşembe

10.Bölüm:Ejder Adası

-Geldik mi?
Diye sordu Eremus merakla.
-Gelmiş olmalıyız. Dünyada kaç tane elderhalarla dolu ada olabilir ki?
-Haklısın.
Charion adayı incelemeye başladı. Adada bir çok tepe ve mağara vardı. Sonra aniden bir şey farketti. Ufukta büyük ve gitgide yaklaşan bir karartı vardı. Charion hemen Eremus'a döndü.
-Kandor'un ordusu!
Ama bunu söylemesine gerek yoktu çünkü Eremus da bunu görmüştü.
-Ne yapacağız?
-Çabuk, şu mağraya gir!
Hemen mağaraya girdiler.
-Burada çok sessiz ve dikkatli ol. Çünkü burası yer altı ejderhalarının mağarası.
Diye uyardı Charion. Sonra beraber sessizce yürüdüler. Bütün ejderhalar uyuyordu. Birden bir gürültü duyuldu ve ejderhalar hemen dışarı çıktılar. Neyse ki Eremus ve Charion kenardaki bir aralığa saklanmışlardı. Bütün ejderhalar gidince Eremus sordu.
-O da neydi?
-Kandor'un ordusu, karaya çıktılar. Haydi onlardan önce kristali almalıyız!
Ve ikili koşmaya başladı. Bu sırada Eremus yine sordu.
-Nasıl gideceğiz?
-Bu tüneller oraya kadar gider, sanırım.
-Sanırım mı?
Yaklaşık yarım saat sonra Ejder Kristali'nin bulunduğu mağaranın girişine geldiler. İkili mağaraya girdi. Sonra önlerindeki son engeli gördüler: Altın Ejderha. Bu sefer soruyu Charion sordu.
-Ne yapacağız?
-Onu yeneceğiz.
-Nasıl?
-Ben de bilmiyorum.
-Silahlarımız bir etki yapar mı acaba?
-Bilmiyorum ama deneyip öğreneceğiz.
Sonra Eremus mızrağını aldı ve saldırdı. Charion da aynını yaptı.

3 Kasım 2011 Perşembe

9.Bölüm: Kayıp Ada

-Orası neresi?
Diye sordu Eremus, gitmekte oldukları adayı göstererek.
-Orası Kayıp Ada.
-Pek kayıp gözükmüyor.
-Tabi ki onun da bir efsanesi var ama şimdi anlatmayacağım. Şimdi oraya gidip biraz mola verelim.
Sonra kayığı kullanmaya devam etti. Vardıklarında Charion hemen adayı incelemeye başladı. Bunu gören Eremus sodu.
-Ne arıyorsun?
-Bir mağara.
-Neden?
-Konaklıyalım diye. Tabi eğer yaratıkların arasında bir gece geçirmek istiyorsan o başka.
-Demek geceyi burada geçireceğiz.
-Evet öyle olacak gibi.
Sonra bir mağara buldular. Akşam olunca ateş yaktılar. Ateş gitgide güçlenirken mağaraya bir sessizlik hakimdi. Sessizliği Charion bozdu.
-Sana bir şey anlatmalıyım Eremus.
-Neyi anlatacaksın?
-Buraya neden seninle geldiğimi biliyor musun?
-Hayır. Ama en iyi adamları sen olduğun içindir diye düşünmüştüm.
-Öncelikle çok teşekkür ederim. Bu da bir neden ama en önemli neden benim Dantaros'un bahsettiği iki kişiden biri olmam.
-Ne! Gerçekten mi?
-Evet. Ben ve en iyi dostum Caris.
-Ama o zaman.
-Evet ölen kişi Caris'ti. Amacımız senin ki gibiydi. Ama haritayı aldığımız zaman (bize olduğu gibi) Kandor tarafından saldırıya uğradık. Haritayı saklayıp yerine yanımıza sıradan bir harita aldık. Sessizce çıkmaya çalıştık ama Bir virjin bizi ve Caris'in üstündeki sahte haritayı gördü. Bütün birlik bize saldırdı. Önce onların çoğunu öldürdük ama daha çoğu geldi. Son çare olarak Caris kaçtı. Sahte harita onda olduğu için virjinler onu izledi. Ona yapma dedim ama bana birinin gerçek haritanın yerini Dantaros'a bidirmesi gerektiğini söyledi. Ben daha itiraz edemeden kaçmaya başlamıştı. Ben de kayığa doğru koştum. Biraz onu bekleyecektim ama ben tam kayığa binince Caris'in acı dolu bağarışlarını duydum. Virjinler onda olmadığını anlayınca mağaraya bakmak yerine beni yakalamaya çalıştı ama ben hızla kaçtım.
-Acıklı bir hikaye.
Sonra ikili yatmaya gitti.

2 Kasım 2011 Çarşamba

8.Bölüm: Ordular Toplanıyor

Kandor, virjinlerinin öldüğünü duymuştu. Ayrıca ajanlarından haritayı alanların kim olduğunu da öğrenmişti. Yardımcısına seslendi.
-Vired!
Vired, Kandor'un yardımcısı olan bir virjindi. Ayrıca çok iyi bir savaşçıydı. Bu yüzden ordu komutanı da oydu.
-Evet efendim.
-Haritanın tam yerini buldunuz mu?
-Evet efendim. Şu anda Kayıp Ada'ya doğru gidiyorlar.
-İyi, o zaman biz de oraya gidiyoruz. Scyllaları topla, Wyvernları hazırla ve Hydragon'u getir!
-Emredersiniz efendim.
Sonra Vired çıktı. Scylla, denizde yüzen devasa bir yaratıktır. Yılan gibi uzun bir boynu ve büyük bir bedeni vardır. Biraz dinozora benzer. Büyüdükçe (hidralar gibi) daha çok başları çıkar. En büyük scyllaların beş başı olur. Hydragon ise Kandor'un şahsi yaratığıdır. Üç başlı dev bir ejderhadır.

1 Kasım 2011 Salı

7.Bölüm: Kandor'un Süprizi

Bu sesler de neyin  nesi?
Diye sordu Eremus. Sonra ikisi de hızla dar girişe ( onlara göre çıkışa) doğru koştular. Girişe geldiklerinde kendilerini belli etmeden dışarıya baktılar. Sonra ne olduğunu anladılar. Büyük bir grup virjin ve wyvernları adaya doğru geliyordu. Buna karşılık sinirlenen griffinler ve harpyler havalanmaya başlamıştı. İşte ses onların kanatlarından geliyordu. Eremus.
-Ne yapacağız?
-Mağrada kalacağız. Çünkü dışarıda büyük bir savaş olacak gibi görünüyor.
Charion haklıydı. Wyvernların gürültüsü bütün ada halkını sinirlendirmişti. Griffinler, harpyler, wyvernlar (adadaki) ve phonixler havadan, deniz ejderleri denizden ve medusalar ise karadan saldırıyordu. Diğer canavarlar ise karada savaşa hazır bekliyordu. Havada bine yakın canavar vardı ama neredeyse yarısı virjindi. Savaş şöyle oldu; önce virjinler havadakilerle savaştı. Ama sonra taktik değiştirdiler. Yaklaşık 150 kadarı medusa ve deniz ejderlerine saldırdı. Diğer virjinlerin 300 kadarı wyvernlarından inerek karadakilere saldırdı. Diğerleri de wyvernlarından indi ama onlar dağa çıkmaya başladı. Sonuç olarak 350 wyvern havada, 150 wyvernlı virjin denizde (ve kıyı şeridinde), 300virjin karada ve 50 virjin de dağdaydı. Sonra havadaki wyvernların 300'ü, karadaki ve dağdaki virjinlerin (dağdakiler hydralar tarafından) hepsi ayrıca denizdekilerin yarısı yenildi. Kalanlar ise kaçtı. Savaştan biraz sonra (tüm canavarlar yuvalarına dönünce) Eremus ve Charion sessizce indiler ve kayıklarına bindiler. Koydan çıkarken hiç sorun yaşamadılar.