27 Ekim 2011 Perşembe

4.Bölüm: Kayalı Koy

Yollarında başka bir engelle karşılaşmayan ikili Kayalı Koy'a vardı. Charion bir kayık arıyor, Eremus ise onun peşinden oradan oraya koşuyordu. Sonunda bir kayık buldular. Charion arkada kayığı kullanırken Eremus.
-Kayalı Koy'u nasıl geçeceğiz? Adı üstünde kayalı koy.
-Merak etme, daha önce de buralardan kayıkla geçmiştim. Çok zor olmayacak.
Sonra Charion kayığı büyük bir ustalıkla kayaların arasından geçiriyordu. Ustalıkla yapıyordu ama aynı zamanda şikayet de ediyordu.
-Kim kayalı bir koya liman koyar ki!
Bu sırada Eremus masmavi denizi seyrediyordu. Birden aklına birşey geldi.
-Charion sence o virjinler Kandor'un muydu?
-Sanmıyorum.
-Neden?
-Çünkü Kandor'un adamları (ya da yaratıkları) daima silahlı ve savaşa hazırdır. Üstelik konu virjinler ise kesinlikle wyvernları kullandırır. Ayrıca unutma ki o senin değil, kristalin peşinde.
-Anladım. Peki sence tanrılar neden beni seçti?
-Bak, Eremus. Hayatta bazı soruların cevaplarını yalnız kendin bulabilirsin. Ama bu iki saniyelik bir iş değildir. Yani demek istediğim bunu yalnız sen ve tanrılar bilebilir.
Eremus yine gözlerini mavi denize dikti.
-Cevabı yalnızca ben bulabilirim.
Diye düşündü. Bu sırada kayık sallandı. Düşüncelerinden aniden ayrılan Eremus şaşkın ve merak dolu bakışlarla Chariona baktı. Ama Charion da ona aynı ifadeyle bakıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder